You are here

BEKLENENLER BAKIMINDAN YENİ ALMAN CEZA HUKUKU

Journal Name:

Publication Year:

Abstract (Original Language): 
100 yıldan fazla eski olan Ceza Kanunu 1.1.1975 tarihinde yeniden düzenlenerek Almanya'da yürürlüğe girdi. Bütün ceza hükümleri için geçerli kaideleri ihtiva eden genel kısım tamamiyle yeniden düzenlendi. Özel kısım dahi adam öldürme, yağma, hırsızlık, yangın çıkartmak gibi bazı suçların tarifini göstererek oldukça yeni bir çehreye büründü. Kanunkoyucu gebeliğe son verilmesi, terörizm ile mücadele, iktisad suçluluk ve çevre korunması gibi son senelerin oldukça aktüel olan problemlerini de ele aldı. Alman Ceza Kanunu bir eser olarak, tarihî bakımdan 18. asrın aydınlık ve 19. asırdan 20. asra geçişte pozitivizm döneminden sonra 1950'lerin sonundan itibaren ceza hukukunun modernleştirilmesi ve insancıllaştırılması uluslararası büyük hareketin üçüncü reform dönemini oluşturan bir kısmı niteliğinde anlaşılmalıdır. Uluslararası işbirliği içinde bizim ceza kanunumuzla aynı zamanda tamamlanan Avusturya reform çalışmalarını belirtmek isterim, Ceza hukukunun esas problemlerinde her iki ülkedeki benzerlik resmî veya hukuk birliğini temine yönelik şuurlu bir gayret olmayıp, edinilen bilgilerin mübadele edilerek fiiliyata dökülmesi esasına dayanır. Diğer ülkelerle de aynı biçimde temaslar vardır. Alman kanunkoyucu önemli reform fikirlerinde, örneğin para cezalarının yeniden düzenlenmesinde, yabancı ülke sistemlerinden İsveç gün para cezası sistemini örnek aldı. Diğer yandan Alman ceza hukuku yabancı ülkelerde ilginç görüldü. İspanya Ceza kanunu tasarısında Alman tasarılarının etkisi açıkça görülür ve İtalyan hukukçuları gözlerini özellikle Almanya'ya çevirmişlerdir. Hatta tecrübi Alman kriminolojik araştırmaları yabancı ülkelerde ceza kanunlarından yararlanma bakımından artan bir önem kazanmaktadır. Reform hareketlerinin uluslararası karakteri Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyinde yapılan ilmî katkılar özellikle dikkati çekmekte ve ilmi çalışmalarda koordinasyon sağlamaktadır. Yeni Alman Ceza kanunu defalarca bu çalışmaların mevzuunu teşkil etmiştir.
153-171