You are here

KAYSERİ VE ÇEVRESİNDE KUZUGÜDENLİ AŞİRETİ VE EŞKIYALIK OLAYLARI

Journal Name:

Publication Year:

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
Eşkıyalık olayları insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Bu olgudan geçmişte ol-duğu gibi yakın tarihimizde Anadolu kentleri de nasibini almıştır. Özellikle Osmanlı Devle-ti’nin son dönemlerinde eşkıyalık hareketleri büyük bir artış göstermiştir. Anadolu’da eşkıyalık hareketlerinin meydana geldiği yerlerden birisi de değişik türden birçok aşiret mensubunun yaşadığı Kayseri sancağı ve çevresi olmuştur. On dokuzuncu asırda Kayseri sancağı ve çevresinde eşkıyalık hareketleri nokta-sında dikkat çeken aşiretlerinden birisi ise Kuzugüdenli aşiretidir. Türkmen topluluğundan olan Kuzugüdenli aşireti mensupları Kayseri sancağı ve çevresinde uzun yıllar eşkıyalık yolu ile halka zulmederek mallarını gasp etmekten, sancağın huzur ve sükununu bozmaktan çekinmemişlerdir. Anadolu’da, Kuzugüdenli aşireti örneğinde olduğu gibi, eşkıyalık edenlerin hare-ketleri sadece eşkıyalık ve yol kesicilik yahut hırsızlık suretiyle insanların maddî anlamda mal ve servetlerini almak ve çalmakla da sınırlı kalmamıştır. Halkın eşya ve hayvanlarını almanın, ziraat ve ticaretlerine sekte vurmanın ötesinde ahaliden bir kısmına hakarette bu-lunmak, şiddetli biçimde dövmek, çırılçıplak soymak, namuslarını kirletmek, idam etmek suretiyle kendilerini öldürmek yahut ağır derecede yaralamak, hanelerini yakmak ve dolayı-sıyla ailelerin dağılmasına sebep olmak gibi manevî anlamda zarar vermek şeklinde de seyretmiştir. Maruz kalınan bu katliam ve yağmalar nedeniyledir ki genel anlamda Anado-lu’da, özelde ise Kayseri ve çevresinde, dönem dönem, insanların can ve mal güvenliği ortadan kalkmıştır. Bu dönemde Anadolu’da eşkıyalık olaylarının artmasının gerisinde merkez ve taş-rada idarî anlamda meydana gelen bozukluk ve boşluklar birinci derecede rol oynamış gözükmektedir. Devletin giderek güç ve kuvvetten düşmesi, içte ve dışta fırsat kollayan mütecavizlere ciddi anlamda karşı koyamaması bu tür olaylarının genişlemesine ve etkin-leşmesine yol açmış, neticede hem devlet ve hem de toplum bu tür hareketlerden ciddi anlamda zarar görmüşlerdir.
37-44