Buradasınız

AKŞEMSEDDÎN: BİZANS'IN SON ZAMANLARINDA YAŞAMIŞ BÎR TÜRK VELÎ

Journal Name:

Publication Year:

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
Sultan II. Mehmed'in, Hıristiyanlık için ne kadar yıkıcı ise İslâm dünyası için bir o kadar yüceltici olan İstanbul'u fethinde, daha çok Akşemseddin adıyla ma'rüf derviş, Şeyh Şemsü'l-mille ve'd-dîn çok önemli bir rol oynamıştır. İstanbul'un semtlerinden; Aziz Mamas Kilisesi'nin eski yerinin karşısında bulunan yeşil mahalle (Kosmidion) ve kendi adı Eyyüb ile birleştirilerek ismi değiştirilen Eyüp hakkında, Kantakuzenos şunları söyler: "Ruhları kutsamak ve onları Tanrı ile barıştırmak için göz kamaştırıcı bir yer."1 İstanbul için verilen mücadele esnasında Akşemseddin, Hz. Peygamber'in sancaktarı olan ve 678 yılındaki İstanbul kuşatmasında vefat eden Araplardan Ebü Eyyüb el-Ensârî'nin kabrini, firâseti vasıtasıyla keşfetmiştir.2 Osmanlı İmparatorlu-ğu'nun son dönemlerine kadar Türk sultanları, buraya sonraki zamanlarda yapılan camide, Mevlevi tarikatının şeyhi elinden kılıç kuşanırdı ve bu mekân kutsal kabul edilirdi. İnançsızlar için burası, fazla yararlı görülmemiş ve ziyaret edilmemiştir. Önemli Türk veli ve süfıler hakkındaki bilgiler Türkçe kaynaklarda, bir hayli dağınık vaziyette bulunmakta olup çok zor tespit edilebilmektedir. Şu ana kadar ki araştırmalarda, bu şeyhin hayat hikâyesini ve tesirlerinin sınırlarını3 belirlemekte güçlük çekmekteyiz. Aslında sadece İstanbul kuşatması sırasındaki faaliyeti ve Sultan II. Mehmed'in sözde rüya tabircisi olduğu haricinde hayatına dair malumât bulunmamaktadır. Burada Türk velilerin biyografileri hususunda eksikliği hissedilen bir boşluğu, en azından geçici olarak gidermek için Akşemseddin'in hâl tercümesiyle ilgili kaynakları toplamayı ve böylece onun hayat şartlarını yeniden kurmayı deniyorum.4 Her şeyden evvel bunu, bana mümkün kılan Türk sahaflardan Raif Yelkenci'nin dostâne tavırlarıdır. Nâdir eserlerden olan ve Emir Hüseyin tarafından kaleme alınan Akşemseddin Menâkıbnâmesi'ni5 temin etmesinden dolayı, kendisine burada en kalbi şükranlarımı sunmak istiyorum. Akşemseddin'in doğum yeri ve tarihi tam olarak belli olmamakla birlikte bu hususta farklı bilgiler mevcuttur. Emir Hüseyin'in menâkıbnâmesi, bizim takvimimize göre tam olarak 20 Aralık 1389'da başlayan hicri 792 yılını gösterir.6 Kaynakların çoğunluğu doğum yeri olarak Suriye'yi, daha doğrusu Damaskus'u,7 bir kısmı ise Amasya bölgesini, özellikle Osmancık kasabasını işaret eder.8 Bu görüş, müstakil bir Amasya tarihi kaleme alan Hüsameddin tarafından belirtilmiş,9 ayrıca menâkıbnâmede ve muhtemelen onun bilgilerinin kaynağı olan Türkçe tarih yazarı Taşköprizâde'nin tercihinde de ortaya çıkmaktadır. Hüsameddin'in bildirdiği düşünce, temiz yürekli bir şekilde kendi bölgesine duyduğu bağlılık fikrine dayanmaktadır. Muhtemelen bunda tarikat içi siyasi düşünceler de rol oynamıştır. Çünkü Akşemseddin'in tarikat içindeki hızlı yükselişi, şüphesiz diğer dervişler arasında bir kıskançlığa sebep olduğu, ona yakınları tarafından bildirilmiştir. Akşemseddin'in babası Hamza, Suriye'de keramet sahibi bir zât olarak nam salmıştı.10 Akşemseddin yedi yaşına geldiğinde, aşağı yukarı H. 799 [15 Ekim 1396] yılı başlarında aile, Anadolu'ya Amasya yakınlarına yerleşmişti. Kendilerine en yakın yerleşim yeri olan Kavak bölgesini tercih etmiştiler.11 Burada vefat eden Akşemseddin'in babası Hamza'nın ölüm tarihi bilinmemektedir. Menâkıbnâmede anlatıldığına göre, babası Hamza, vefatından sonra da keramet göstermeye devam etmiştir. Cenazesi defnedildikten sonra bir sırtlan, kabrini açarak onun cesedini yemek istemiş, bunun üzerine Hamza, sırtlanı boynundan yakalayarak boğmuştur. O, bu yüzden Amasya'da şu anda bile menâkıbnâmede de zikredildiği üzere "Sırtlanboğan" olarak bilinir.
83-95

Translated Author:

REFERENCES

References: 

*
Aq Sems Ed-Din - Ein Türkischer Heiliger Aus Der Endzeit Von Byzans, Dissertationes
Orientales etBalcanicae Collectae, I, Das Derwischturn, München 1986, s. 87-98.
** Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.
1 H. Barth'dan iktibas edilmiştir. H. Barth, Konstantinopel, Leipzig 1911, s.158.
2 Abu Ejjûb Ansarî hakkında bkz. İslâm Ansiklopedisi I.
83
3 Bu hususta bkz. Türkçe olmayan kaynaklardan en ayrıntılısı olan J.W. Gibb'in Osmanlı Şiir
Tarihi II, Londra 1902, s.138 ve devamı.
- Yine bkz. "Akşemseddin", İslâmAnsiklopedisiI.
- İleride bkz. Bursalı Mehmed Tahir, OsmanlıMüellifleril, İstanbul 1333, s.12 ve devamı.
- Bir başka ana kaynak ise Taşköprizâde'nin eş-Şekâiku'n-Nu'mâmyye'sidir. Buraya, O.
Rescher'in tercümesinden iktibas edilmiştir. Taşköprızâde'nin eş-Şekâiku'n-Nu'mâniyye'si, İstanbul-
Galata 1927, s.145 ve devamı.
- İlk olarak kısa süre evvel Prof. Babinger'in dostça uyarısıyla haberdar olduğum A.S.
Unver'in makalesi Türk Halk Menakıbına Göre Akşemseddin ve İstanbul, kitabı İlim ve Sanat Bakımından
Fatih Devri Notları I, (İstanbul 1947- kitap kapağında 1948), s.127 ve devamında içeriğini
parafe ettiği İstanbul'daki Hekimoğlu Ali Paşa Kütüphanesi 808 numarada kayıtlı
Akşemseddin Menâkıbnâmesi, tarafımızca kullanılan eserdir ki bunun müellifi, yanlış okuma
yahut yazma sonucu Emir Hüseyin yerine Hüseyin Enis şeklinde bildirilmiştir. A. S.
Unver neşriyle farklı amaçlar güderken ben, en azından bu süfinin kerametleri, hikmetli
sözleri vb. birçok veriden yola çıkarak onun hayat hikayesini işlenebilir hale getirmeye teşebbüs
ettim. Onun çalışması benim makalemi gereksiz kılmaz. Yine A.S. Unver'in adı geçen
eserinde s. 127'deki dipnotta zikrettiği, K. İ. Gürkan'ın Akşemseddin hakkında, Tıp
Yolu Dergisi'nin 1944 senesi yılbaşı sayısında yayınlanan makalesine maalesef ulaşamadım.
4 Çeviren notu: Yazar, "hayat şartlarını yeniden kurmayı deniyorum." cümlesinden sonra
Akşemseddin'in biyografisinden bahsederken tümcelerini görülen geçmiş zaman ve
öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesiyle kurmuştur. Makale boyunca yazarın bu husustaki
kullanımlarına sadık kalınmıştır. Ayrıca metinde bulunan tüm hicri tarihler ve bunların
tekabül ettiği milâdi tarihler makale yazarına aittir.
5 Emir Hüseyin, Menâkıb-ı Akşemseddin , İstanbul 1301. Ben bu çalışmayı Vita(Menâkıbnâme)
olarak iktibas ettim. Abdurrezzak'ın yazma halindeki Akşemseddin Menâkıbnâmesi'ne
(karşılaştırınız, Bursalı Mehmed Tahir, age.) maalesef ulaşamadım. Emir Hüseyin
Taşköprizâde'nin (16. yüzyıl) muasırıdır. Bkz. ileride 69. dipnot.
Menâkıbnâme s.5.
7 Menâkıbnâme s.5; Taşköprizâde.
8 Karşılaştırınız: aşağıda 13. dipnot.
9 Bursalı Mehmed Tahir, age'den iktibas edilmiştir.
1 0 Menâkıbnâme s. 5; Taşköprizâde.
1 1 Menâkıbnâme s. 6. Kavak, Amasya'nın güneydoğusunda Yeşilırmak'ın Herekesu ağzında az
yukarısında bulunmaktadır.
1 2 Menâkıbnâme s.6.
1 3 Menâkıbnâme s. 10.
1 4 Menâkıbnâme s. 7. Osmancık Amasya'nın kuzeybatısında Kızılırmak üzerinde
bulunmaktadır. Şehir çok eski zamanlardan beri dervişlerin merkezi olmuştur.
Bkz. HJ. Kissling, Simavna Kadısının Oğlu Şeyh Bedreddin Menakıbnâmesi, Alman Doğu Ülkeleri
Derneği Dergisi 100, 1950, s. 112 ve devamı.
1 6 Onun hakkında bkz. HJ. Kissling, age,. s. 114.
1 7 HJ. Kissling, age,. s. 118.
1 8 Menâkıbnâme s. 7.
1 9 Onun hakkında bkz. Taşköprizâde s.31; İslâm Ansiklopedisi II, s. v. ; İslâm E l Kitabı s. v.;
Bandırmalızâde Ahmed Münib, Mir'âtu't-Turûk, Der-Saadet 1306, s. 27 ve devamı.
2 0 Onun hakkında bkz. İslâm Ansiklopedisi IV s. v.; Taşköprizâde s. 41; Bandırmalızâde Ahmed
Münib age. s.29.
2 1 Menâkıbnâme s. 7-8; Taşköprizâde.
2 2 Menâkıbnâme s.7.
2 3 Yukarı bkz. 19. dipnot.
Yukarı bkz. 18. dipnot.
2 5 Menâkıbnâme s.12.
2 6 Menâkıbnâme s. 22.
2 7 Menâkıbnâme s. 10. Beypazarı, Ankara'nın batısında, Aladağlar'ın güneyinde bulunmaktadır.
2 8 Menâkıbnâme s. 11 İskilip, Osmancık'ın güneybatısında ve Elmalı Dağ'ın kuzeybatısında
bulunmaktadır.
2 9 Menâkıbnâme s. 11; Taşköprizâde. Göynük Beypazarı ve Adapazarı arasında, Bursa'nın
kuzeybatısında bulunmaktadır.
3 0 Menâkıbnâme s.23.
HJ. Kissling, age, s. 117-119 ve devamı.
3 2 Menâkıbnâme s. 13-14.
3 3 O ve nesli hakkında bkz. F. Taeschner ve P. Wittek, Ve^ir Ailelerinden Çandarlı^âdeler (14. /
15.yy.) ve Eserleri, Der İslam 18 (1929), s. 60 ve devamı.
3 4 Onun hakkında karşılaştırınız: F. Taeschner ve P. Wittek, age, özellikle s.108.
3 5 Onun hakkında ayrıca bkz. Taşköprizâde, s. 150.
3 6 F. Taeschnerve P. Wittek, age, s. 108, 1. dipnot.
3 7 Bkz. F. Babinger, Murad'dan Murad'a; Varna Savaşı (1444) Öncesi ve Sonrası, (Oriens III, 1950, s.
229 ve devamı) s. 265.
3 8 M. Süreyya, Sicill-i OsmânîIV, s. 739.
Menâkıbnâme s. 22 ve devamı; Taşköprizâde; Sa deddin, Tâcü't-tevârih I , s. 422.
4 0 Menâkıbnâme s. 22 ve devamı; Taşköprizâde.
4 1 Menâkıbnâme s. 22 ve devamı.
4 2 Menâkıbnâme s. 22. Ayrıca adı birçok kez Şeyh Bedreddin Menakıbnâmesi yazarı olarak geçen
Halil, İstanbul'un fethine, Akşemseddin'in yanında iştirak ettiğini bildirir fakat bu velinin
fetih esnasındaki faaliyetlerinden hiçbir surette bahsetmez. Karşılaştırınız: H. J. Kissling,
age, s. 121.
4 3 J. v. Hammer-Purgstall'dan iktibas edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Tarihi II, Pesth 1827, s.
591. Ali'nin iddia ettiğine göre ölüm yılı olarak H. 858 kabul edilirse, Akşemseddin 66
yaşında vefat etmiş olmalıdır.
4 4 Menâkıbnâme s. 21.
4 5 Sultan I I . Mehmed'in Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ı zor bir şekilde yenilgiye
uğrattığı Tercan Savaşı, 1 Ağustos 1473 vukü bulmuştur. Akşemseddin o tarihte 84 yaşında
olmalıdır.
4 6 Sa deddin, Tâcü't-tevârih I , s. 534.
4 7 Ahmed Feridün, Münşeâtü's-selâtin I , s. 280-282.
4 8 Yukarı bkz. 38. dipnot
Ayrıca kaşılaştırınız: Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yakarları ve Eserleri, Leipzig 1927, s. 106 ve
devamı; J. H. Mordtmann İslâm 14, 1925, s. 362; J. Rypka, G. Jacobb Armağanı, Leipzig 1932,
s. 241 ve devamı. Özellikle K. Holter, Ahmed Feridun 'un Münşeâtü's-selâtin'i Ürerine Araştırmalar,
Avusturya Tarih Araştırmaları Yayınları 14, Innsbruck 1939, s. 427 ve devamı.
5 0 Türk seyyahlardan Evliyâ Çelebi'nin iddiasına göre (Seyâhatnâme I , s. 336), Akşemseddin H .
906 / 28 Temmuz 1500 tarihinde ölmüştür. Bu Türk seyyahın verdiği bilgileri güvenilir bir
kaynak olarak kabul etmek söz konusu dahi olmadığından iddiası tamamıyla temelsizdir.
5 1 Menâkıbnâme s. 21. Evliyâ Çelebi'de de benzer bir ifade bulunmaktadır. Bkz. age.,II, s. 461 ve
devamı.
5 2 Menâkıbnâme s. 67 ve devamı.
5 3 Taşköprizâde s.153, fakat orada Esadeddin olarak bildirilmiştir.
5 4 Taşköprizâde s.153.
5 5 Taşköprizâde s.153.
5 6 Taşköprizâde s. 54, orada Hamdi mahlasını kullanmıştır.
Menâkıbnâme s. 67-70. Sadullah'ın Menâkıbnâmede hakkında çok fazla detaydan bahsedilen
Abdülkadir Çelebi adında bir oğlu vardı. (Menâkıbnâme s. 70-76) Onun da Sa'di Çelebi adlı
bir oğlu vardı. Abdülkadir H. 17 Zilhicce 868/ 30 Eylül 1463 tarihinde doğdu ve 17 Receb
945/ 16 Mayıs 1538 tarihinde vefat etti. Mezarı hakkında bkz. Evliyâ Çelebi, Seyâhatnâme II,
s. 461 ve devamı.
5 8 Menâkıbnâme s. 77. Onun mezarı da Göynük'te bulunmaktadır. Bkz. Evliyâ Çelebi, age.
5 9 Menâkıbnâme s. 77. Ayrıca Evliyâ Çelebi, age, s. 461 ve devamı.
6 0 Menâkıbnâme s. 78.
6 1 Taşköprizâde'de biraz farklı şekilde anlatılmıştır, bkz. s. 153. Emrullah H. 919 / 9 Mart
1513 yılında vefat etmiş olmalıdır.
6 2 Menâkıbnâme s. 78. Evliyâ Çelebi, age. s. 336, Taşköprizâde s. 321 (Şemseddin hakkında)
6 3 Evliyâ Çelebi'ye göre (age. II, S. 461) Nasrullah'ın kabri Tebriz'de, Celaleddin-i Rümi'nin
akıbeti meçhul olan hocası Şemsi Tebrizi(bkz. İslâm Ansiklopedisi IV, s. v.) için açılan
mezarda bulunmuştur. Bu da Evliyâ Çelebi'nin uydurma iddialarındandır.
6 4 Menâkıbnâme s. 79 ve devamı.
6 5 Menâkıbnâme s.83.
6 6 Menâkıbnâme s. 83 ve devamı.Taşköprizâde s. 54; J. W. Gibb, age.
6 7 Menâkıbnâme s. 83, Evliyâ Çelebi s. 336.
Menâkıbnâmede 83. sayfadan sonra. Bunun doğru olması imkansızdır, sözkonusu tarih H .
898 / 23 Ekim 1492 olarak okunabilir.
6 9 Menâkıbnâme s. 90. Bir diğer oğlunun adı da Mehmed Çelebi (bkz. Evliyâ Çelebi, age II, s.
461)
7 0 Menâkıbnâme s.91.
7 1 H. J. Kissling, age, s. 118. Evliyâ Çelebi'de age. II, s. 461' de zikredilen Ahmed Çelebi ile
aynı kişidir.
7 2 H.J.Kissling,age, s. 118.
Menâkıbnâme s. 8 ve sonraki sayfa; Taşköprîzâde.
74 Menâkıbnâme s.9.
75 Menâkıbnâme s. 12. Dervişlerin şeyhin mutlak itaat emrine karşı itirazları Hacı Bayrâm-ı Velî
tarafından ayıplanmış ve buna karşılık müritler, hiçbir surette bu hususta kendi iradelerini
beyan edememişlerdir.
76 Menâkıbnâme s. 18.
77 Menâkıbnâme s. 14 ve sonraki sayfa.
Taşköprîzâde; Menâhbnâme s. 32 ve sonraki sayfa.
7 9 Ayrıca bkz. J. Goldhizer, (H^.) Muhammed Araştırmaları II, Halle, 1889, S. 276 ff, özellikle s.
330 ff. Birçok örneğe F. W. Hasluck'ta rastlarız. bkz. Sultanların Altında Hıristiyanlık ve İslâm I¬
II, Oxford 1929.
8 0 Eyyüb hakkında İslâm öncesi yorumlar için karşılaştırınız: F. W. Hasluck, age. s. 82.
8 1 Menâkıbnâme, s. 22 ve devamı.
8 2 Menâkıbnâme, s. 86.
Menâkıbnâme, s. 15; Taşköprîzâde.
8 4 Menâkıbnâme, s. 52 ve sonraki sayfa.
8 5 Hızır hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. İslâmAnsiklopedisi ve İslâm E l Kitabı.
8 6 Örneğin Menâkıbnâme, s. 86, 87 vb.
8 7 Menâkıbnâme, s.44.
8 8 Menâkıbnâme, s. 81; Taşköprîzâde.
8 9 Bursalı Mehmed Tahir'de belirtilmiştir, bkz. age.
9 0 Her iki olayın benzerliği J. v. Hammer-Purgstall age. bildirilmiştir.

Thank you for copying data from http://www.arastirmax.com