You are here

MİT, İDEOLOJİ VE HEGEMONYA: ÇEVRESEL TASARIM GELENEĞİNİN POLİTİK KURGUSU

MYTH, IDEOLOGY, AND HEGEMONY: THE POLITICAL SYNTAX OF AMERICAN ENVIRONMENTAL DESIGN TRADITION

Journal Name:

Publication Year:

Author Name
Abstract (2. Language): 
This essay arose out of a new intellectual stream that specifically aims at understanding the role of politics in the perception of nature in American environmental design tradition (1). No doubt that a range of tendencies, movements, and styles in environmental design reflect certain perceptions and ideologies about the relationship of society to the natural world. They also represent the changing perceptions of natural and cultural landscapes in design practice over time and place. In this changing perception of landscape, it is the objective of this essay to explore the notion of resistance as the principal issue to understand the political power of environmental design for social change. Environmental design is a domain of politics because it produces a practice as a system of social and cultural power that emphasizes the transformation of both natural and cultural landscape at once. Its apprehension thus requires an ideological analysis; yet, it should be supplemented by an understanding of social relations, hierarchies, and power relations within society, institutions, grassroots organizations, and social groups involved in the general process of production of cultural patterns. The analysis, in other words, has to expose the ways in which the social production of space is reproduced, performed, perceived, and made available to the public in a cultural setting.Environmental design closely relates to nature because it is a form of the active engagement of social agents with the material world outside. By transforming the physical properties, the social agent produces a form of landscape; yet, here 'landscape is not merely the world we see, it is a construction, a composition of that world' (Cosgrove, 1984, 13). Thus landscape is both a social construction and a social product at once as a consequence of a collective human transformation of nature. Landscape represents a specific way of experiencing the world under specific social, cultural, and historical conditions. It is therefore an ideological concept and the properties of it represent a way in which social agents have signified themselves and their world through their imagined relationship with nature. Landscape then becomes culturally and historically specific and reveals such symbolic dimensions invested in the process of production, reproduction, and invention of it. A landscape is the result of ideological actions, and the process of its production is captured in history. For Marx, at every process of history there is a material outcome...a historically created relationship to nature and of individuals towards each other, a sum total production of forces that is transmitted to each generation by its predecessor and on the one hand is modified by the new generation but on the other itself prescribes its own living conditions and imposes upon it a definitive development, a special character of its own-so that, in other words, circumstances make men just as men make circumstances (Baker, 1992, 2). In other words, the transformation of the material world, according to Marx, requires the exercise of power. Power is invested in discourse, yet it finds its expression in landscape as it produces an environment of its own as a system of signification of power. Possessing a compelling human significance, the exercise of power emphasizes the transformation of natural landscapes into cultural landscapes or vice versa.
Abstract (Original Language): 
Bu çalışma, Amerika Birleşik Devletleri özelinde, çevresel tasarım geleneğinin politik kurgusunun eleştirel bir çözümüdür. Çevresel tasarım söylemi, doğa ve kültür kavramlarının politik boyutta algılanması ve bu değişken algılamaların tarihsel süreç içerisinde ürettiği çatışmalar ve mücadelelerin sonucudur. Şüphesiz ki, çevresel tasarım geleneğindeki değişken mimari yaklaşımlar, hareketler ve stiller, toplumun doğa ile olan ilişkisinde farklı algılamaları ve ideolojileri yansıtır. Tasarım boyutundaki bu farklılaşmalar ayrıca, doğa ve kültür tanımlarındaki değişmeleri de gösterir. Bu değişkenlik iki temel konuyu beraberinde getirir ki, bunlar kültürel direnç ve sosyal değişmedir. Bu bağlamda, söz konusu çalışma, çevresel tasarım söyleminde doğa ve kültür kavramlarının politik çatışması sonucu üretilmiş 'middle landscape' söyleminin, kültürel bir direnç yaratıp yaratamadığı ve sosyal değişim için gerekli olan dinamikleri tasarım boyutunda oluşturup oluşturamadığını irdelemektedir. Middle landscape gerçekte sosyal bir kurgudur (social construction) ve üçlü bir yapıya sahiptir: mit, ideoloji ve söylem. Mitler, kültürel algılama biçimleridir; ancak vahşi-doğa, pastoral-kır, kent ve/veya kent kültürü gibi kavramların oluşmasında ve bunların sosyal, politik mesajlara dönüşmesinde etkin rol oynarlar. Öte yandan mitlerin politik yapıya kavuşması ideolojiler vasıtasıyla gündelik hayatın pratiği içerisinde oluşur. İdeolojiler ise söylemlerin operasyonel araçlarıdır. Middle landscape'in üçlü yapısı gerçekte hegemonik ilişkileri de ortaya koyar. Hegemonya ideolojik çatışmaların bir üst boyutu olarak algılanabilir; gerçekte hegemonya siyasi bir manevra alanıdır ve uzun vadede farklı dünya görüşlerinin sürekli etkileşimi ve çatışmasını tarifler. Ancak bu etkileşim, bir görüşün başka bir görüş üzerindeki tahakkümü şeklinde ortaya çıkmaz. Etkileşim, merkez ve marjinde kalan fikirlerin yer değiştirmesi için gerekli olan politik bir süreç ve mücadele olarak tariflenebilir. Hegemonik bir çerçevede bakıldığında sosyal bir metafor olarak çalışan middle landscape farklı mit, ideoloji ve söylemlerin güç, kontrol, mücadele, direnç ve sosyal değişim için gerek teorik gerekse gündelik hayattaki pratik üretimde vücuda gelmesine yardımcı olur.Tarihsel süreçle middle landscape, doğa ve kültür kavramlarının farklı, mit ideoloji ve söylemde ortaya çıktığı ve politik mücadelelerin temsil edildiği, gerçek ancak, sürekli değişen bir mimari üretim biçimidir. Kaynakları ne olursa olsun, bugün ulaşılan nokta doğa/kültür, kır/kent gibi karşıtlıklarla oluşturulan ve Amerikan popüler kültürünce sürekli üretilen, ütopik bir harmoni ve/veya senteze ulaşma çabasıdır. Bu karşıtlık, genelde doğaya dönük ve dinamizmini yeni dünyanın olanaklarında bulmaya çalışan kırsal bir ideoloji ile, 19. yüzyılda Amerikan aydmlanmasıyla kendini göstermeye başlayan üretime dayalı kapitalist oluşum arasındadır. Farklı pratiklere ihtiyaç duyan bu iki görüş middle landscape ve dolayısıyla Amerikan çevresel tasarım geleneğinin entellektücl merkezini oluşturur. Bu entellektüel çatışmanın üç milik kökeni vardir. Birinci köken, Amerikan öncü (frontier) kültürüne dayanır ve yeni kıtayı her türlü tüketime hazır ticari bir depo olarak görür. Karşıt bir görüş olarak ortaya çıkan ve kapitalist üretim biçimlerini tamamen yadsıyarak doğaya nostaljik bir dönüşü öngören söylem, ikinci kökeni oluşturur. Amerikan transendentalist felsefeden hareket eden bu görüş, gerçekte bugünkü ekoloji hareketinin de kökeninidir. Üçüncü ve nihai görüş bu iki kutbun idealist bir birleşimini öngören ve Amerikan pastoral üretim biçimini de tarifleyen söylemdir. Burada elde edilmeye çalışılan sonuç, ne kapitalist bir üretimi ne de doğaya safça bir kaçışı öngörür; amaç, daha ziyade her ikisini birleştirerek Amerikan toplumuna özgü bir kültürel üretim biçimini ve dolayısıyla yerleşim modelini oluşturma çabasıdır. Bu üç milik köken Amerikan siyasi tarihinde de kendisini belli eder. Jefferson döneminde kırsal yerleşim biçimlerine ve tarımsal üretime dayalı bir toplumsal örgütlenmeyi öngören siyasi hareket 19. yüzyıla kadar güçlü bir ideoloji olarak gündelik hayatın içindedir. Kırsal bir toplum yaratma özlemi gerçekte eski dünyanın siyasi örgütlenmelerinden ve kapitalist gelişmeyle birlikte ortaya çıkan burjuva/proleterya çatışmasından bir kaçış ve ahlaki değerleri yüksek bir toplum yaratma düşüncesinden hareket eder. Ancak gerek siyasi otoritenin gerekse Amerikalı aydının görmekte zorlandığı gerçek, gittikçe olgunlaşmaya başlayan ekonomik gelişmedir: öncü kültürünün etkisi ve Hıristiyan etiğinin üretime dönük yaptırımları yeni dünyada kaçınılmaz bir ekonomik patlamayı da oluşturur. Amerika Birleşik Devletleri artık yalnızca siyasi değil ekonomik bir güç haline gelmiştir. Amerikan aydınlanması olarak tariflenen bu dönem, 20. yüzyıla dönerken kendi ideolojik karşıtlıklarını ve hegemonik çatışmalarını da beraberinde getirir. Bu, yeni dünyanın doğal zenginliklerini kapitalist üretim biçimleri ile hızla tüketen merkezdeki siyasi görüş ile, gittikçe marjinde kalan, ancak kırsal özlemi sürekli üreten muhalif güçler arasında süregelen siyasi bir çatışma olarak kendini gösterir. Middle landscape bu çatışmanın kaçınılmaz bir sonucudur. Karşıtlıklar ve kutuplaşmalar üzerine kurulmuş, ancak uyumu arayan bu ütopya, Leo Marx'in deyimiyle gerçekte makina (machine) ile bahçenin (garden) birlikteliğini arayan siyasi bir tercihdir. Makina ve bahçe arasındaki çatışma sürekli ve değişkendir; ancak bilinmesi gereken nokta, middle landscape'in Neo-Gramscian bir görüşle bakıldığında görülen sosyal ve kültürel formasyonudur ki, bu middle landscape pratiğinin, aslında kendine özgü bir kültürel direnişe imkan tanıdığı ve sosyal değişimi de beraberinde getirdiğidir. Ancak bu modernist söylemin öngördüğü devrimci değişimden farklı olarak, parçacı ve uzun vadeye yayılmış bir değişimdir. Tek bir siyasi görüşün temsili olmaktan çok, birden fazla görüşün aynı anda, eşit koşullarda yer aldığı ve değişen zaman içerisinde çatışmanın seyrinin, formasyonunun ve şiddetinin değişliği sosyal bir oluşumdur. Middle landscape pratiğinin mekansal uzantısı, tüm bu karşıtlıkları, çatışmaları ve mücadeleleri de yansıtır. Gerçekte kentsel gelişim ile buna karşı söylemi öngören bu karşıtlık çevresel tasarım geleneğinin de merkezidir. Kentsel gelişim ve kent kültürü kapitalist üretim biçimi ve ilerici bir ideoloji ile özdeş leş irken, kent karşıtı söylemler, kentin ahlaki yıkıcılığı ile doğanın erdemi ve saygınlığını betimler. Kent ve kent karşıtı görüş kültür ve doğa çatışmasının mimari boyuttaki yansımasından başka birşey değildir. Çevresel tasarım pratiği ise, işte tam bu noktada varolan çatışmayı çözmeyi hedefler. 19. yüzyılda doğaya dönük yarıütopyacı yerleşkeleri öngören ancak 20. yüzyıl başında kentselendüstriyel gelişmeyi öncelikli kılan bu çatışma ikinci dünya savaşı sonrası kent/kır ve doğa/kültür sentezini uman 'suburban' gelişmeyle doruk noktasına taşınır. Ancak 1960'lardan bu yana değişen siyasi tercihler çoğulcu bir toplum yapısını arzulayan ve sürdürülebilir yapılanmaları ve/veya 'yenikentselleşme' gibi ekolojik dengeleri savlayan yeni bir middle landscape tanımını oluşturur. Tüm bu gelişmeler göstermektedir ki aslında middle landscape sonuç olarak, yüzyıl başından beri kendi söylemini ve mimari pratiğini oluşturmuştur. Ancak mimari pratiğindeki değişimler, Amerikan çevresel tasarım geleneğinin tarihini de oluşturmaktadır. Doğaya dönük, ancak, kapitalist gelişmişliği yansıtmaya çalışan ideal bir Amerikan yerleşim modeli oluşturma mücadelesi, aslında bu tarihin kendisidir.
FULL TEXT (PDF): 
25-42

REFERENCES

References: 

ALTHUSSER, L. (1989) İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları, eds.Y. Alp and
M. Özışık, İletişim Yayınları, İstanbul.
BAKER, A. R. H. (1992) Introduction: On Ideology and Landscape, in Ideology
and Landscape in Historical Perspective: Essays on the Meanings of
Some Places in the Past, eds., A. Baker, R. H. Alan, G. Biger,
Cambridge University Press, Cambridge, 1-14.
BARTHES, R. (1993) Mythologies, The Noonday Press, New York.
BEARD, C A, BEARD, M. R. (1968) The Beard's New Basic History of the
United States, Doubleday and Company, Inc., Garden City, New York.
BEARD, C. A. (1949) Economic Origins of Jeffersonian Democracy, The Mac-
Millan Company, New York.
BENDER, T. (1975) Toward an Urban Vision, Ideas and Institutions in Nineteenth-
Century America,The University Press of Kentucky, Kentucky.
BRIDENBAUGH, C. (1938) Cities in the Wilderness, The First Century of Urban
Life in America 1625-1742, The Ronald Press Company, New York.
CIUCCI, G. (1979) The City in Agrarian Ideology and Frank Lloyd Wright:
Origins and Development of Broadacres, in The American City, From
the Civil War to the New Deal, trs.t B. L. La Penta, The MIT Press,
Cambridge, Massachusetts, 293-376.
COSGROVE, D. E. (1984) Social Formation and Symbolic Landscape, Croom
Helm Press, London, Sydney.
CURTI, M. (1980) Human Nature in American Thought, A History, The University
of Wisconsin Press, Madison.DAL CO, F. (1979) From Parks to the Region: Progressive Ideology and the
Reform of the American City, The American City, From the Civil War
to the New Deal, trs. B. L. La Penta, The MIT Press, Cambridge,
Massachusetts, 143-261.
FISHMAN, R. (1987) Bourgeois Utopias, The Rise and Fall of Suburbia, Basic
Books, Inc., Publishers, New York.
FISHMAN, R. (1977) Urban Utopias in the Twentieth Century: Ebenezer Howard,
Frank Lloyd Wright, and Le Corbusier, Basic Books, Inc., Publishers,
New York.
FISKE, J. (1993) Power Plays Power Works, Verso, London and New York.
FOUCAULT, M. (1972) The Archaeology of Knowledge and The Discourse on
Language, Pantheon Books, New York.
GEUSS, R. (1989) The Idea of A Critical Theory: Habermas and the Frankfurt
School, Cambridge University Press, Cambridge.
GRAMSCI, A. (1983) The Modern Prince and Other Writings, International
Publishers, New York.
JAMESON, F. (1991) Postmodernism or, the Cultural Logic of Late Capitalism,
Duke University Press, Durham.
KAMMEN, M. (1974) People of Paradox, An Inquiry Concerning the Origins of
American Civilization, Alfred A. Knopf, New York.
LEFEBVRE, H. (1991) The Production of Space, Blackwell, Oxford, Cambridge.
Levi-STRAUSS, C. (1979) Myth and Meaning, Schockcn Books, New York.
MacDONELL, D. (1986) Theories of Discourse, An Introduction, Blackwell,
Oxford.
MARX, K. (1983) Capital vol.1: A Critical Analysis of Capitalist Production, ed.
F. Engels, International Publishers, New York.
MARX, L. (1991) The American Ideology of Space. Denatured Visions:
Landscape and Culture in the Twentieth Century, ed., S. Wrede, W. H.
Adams, The Museum of Modern Art, New York, 62-78.
MARX, L. (1967) The Machine in the Garden, Technology and the Pastoral Ideal
in America, Oxford University Press, London, Oxford, New York.
MILLER, P. (1981) The American Transcendentalists, The John Hopkins University
Press, Baltimore and London.
PARK, E. (1952) Human Communities, The City and Human Ecology, The Free
Press, Glencoe, Illinois.
REPS.J. (1989) Town Planning in Frontier America, University of Missouri Press,
Colombia and London.ROLSTON, III, H. (1988) Environmental Ethics, Duties and Values in the Natural
World, Temple University Press, Philadelphia.
ROWE, P. G. (1991) Making A Middle Landscape, The MIT Press, Cambridge,
Massachusetts.
SARGIN, G. A. (1996) Myth and Ideology in Middle Landscape: Politics in the
Perception of Nature in American Environmental Design Discourse,
Unpublished Ph.D. Thesis, University of Wisconsin at Madison,
Madison.
SHORT, R. J. (1991) Imagined Country, Society, Culture and Environment, Routledge,
London and New York.
SOJA, E. W. (1990) Postmodern Geographies, The Reassertion of Space in Critical
Social Theory, Verso, London and New York.
TUAN, Y. F. (1974) Topophilia; A Study of Environmental Perception, Attitudes,
and Values, Columbia University Press, New York.
TURNER, F. J. 1940. The Frontier in American History, Henry Holt and Company,
New York.
WHITE, L. (1967) The Historical Roots of Our Ecological Crisis, in Ecology and
Religion in History, ed. D. Spring, Harper and Row, New York. 1974.

Thank you for copying data from http://www.arastirmax.com