Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
Author Name |
---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türk Ceza Kanununun ikinci Kitabının İkinci Bab'ı «Hürrivet Aleyhinde işlenen Cürümler» başlığını taşımaktadır. Eu bab içinde, «Siyasî Hürriyet» «Din Hürriyeti», «Şahıs Hürriyeti», «Mesken dokunulmazlığı», «Sırrın dokunulmazlığı» «Iş ve çalışma hürriyeti» aleyhinde cürümler yer almaktadır.
Ceza Kanunumuzun, bu Bab'ı, hemen hemen, ilk şeklini sürdürmekte olup, 1839 italyan Ceza Kanununun benimsediği görüş açısından sistemleştirilmiştir. Bu nedenle de, Babda yer alan hükümler, hürriyeti, kişinin doğuştan doğal bir hakkı olarak kabul etmekde ve kişiler arası ilişki şeklinde görmektedir. Bu açıdandır ki, bugünün Ceza kanunu sistemlerinde, «şahıslara karşı» veya «devlete karşı» suçlar arasında yer alan değişik fiiller, «hürriyet aleyhine cürümler» başlığı altında birleştirilmiştir. Bu sistem içinde Kanunumuz, kendine özgü, müstakil bir mevzu olarak kabul ettiği «Hürriyetin kendisini, hürriyet kavramını korumaktadır. Bu klasik, liberal hürriyet anlayışı içinde, kişilerin belirli özgürlük alanlarına vaki olabilecek müdahaleler cezalandırılmaktadır. Kanun «hürriyet»ı hukuki bir konu olarak ele almamakta, değişik parçalardan oluşan ve tümü «kişinin özgürlüğünü» meydana getiren, felsefi, doğal bir hak olarak görmektedir. Bu açıdan hürriyetlere karşı suçlar da, kişisel haklara karşı işlenmiş fiil olarak görülmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1-2
25-45