ATATÜRK VE GENÇLİK

Atatürk'ün 100. Doğum Yıldönümünü kutladığımız bugünlerde Atatürk'ün çeşitli görüşlerini inceleyen ve aon bağımsız Türk Devletinin kurulmasını ele alan eser ve araştırmalara sık sık rastlıyoruz. Ümid ederiz ki, 1981 ve sonraki yıllar bu bakımdan Türkoloji, Türk Tarihi ve Türk Sosyolojisi açısından oldukça verimli birer yıl olacaklardır. Aslında, Atatürk üzerine yazılacak bir kitap veya bir makale, düzenlenecek konferans ve açık oturumlar yukarıda belirttiğimiz her üç ilim dalını da birlikte gözönünde tutmak zorundadır. Bu kutlama yılı vesilesiyle Türk Tarihinin ve onun son altın halkası olan Cumhuriyet Tarihimizin de sosyolojisi yapılabilir bir hale gelmektedir. Asırlardır süren Türkün tarihi yürüyüşü içinde onaltı büyük devlet kuran bir neslin devamı olmaktan gurur duyarız. Dünya tarihine onyedinci Türk devleti olarak doğan Atatürk Türkiyesi bu tarihi yürüyüşün son halkasıdır. Bize göre 100. yıl kutlamalarında işaret edilmesi gereken önemli noktalardan birisi de, Türk Milletinin devlet kurma geleneğine sahip olarak sürekliliği ve Türk Tarihinin bölünmez bir bütün oluşudur. Nitekim